Yakında Mersin Akkuyu'da kazmalar vurulacak. Ondan sonra da yapım tüm hızıyla sürecek. Bu işin geri dönüşü yok. Akkuyulular'dan başlamak üzere, Mersinliler, tüm bölge sakinleri, giderek okuduklarını, duyduklarını anlayanların tamamı, bu tasarıya karşı koymak zorunda. Aksi halde önce çocukları kanser olacak, sonra kendileri. Bu santraller ölüm yayıyor. Hem de durdukları –daha doğrusu çalıştıkları- yerde. Herhangi bir patlama, sızıntı falan olmadan. Patlamalar, sızıntılar başladığında zaten geçmiş olsun. Artık o bölgede bir daha yaşam olmaz. Olmuyor. Çernobil ortada, Fukuşima ortada.
Nükleer reaksiyonlar, nükleer santralleri gözü kapalı desteklemeyen nükleer fizikçilere göre, denetim altına alınmaları son derece zor olan süreçler. Bir kere bir nükleer reaksiyon başladı mı, sonunu belirlemek olanaksıza yakın zorlukta. Bilim henüz bu sorunu çözebilmiş değil. Bilimsel araştırmalar devam etsin, tepkimeler sonucu ortaya çıkan bu olağanüstü büyük enerjiyi denetim altına alabilme konusunda kesinlik sunan ilerlemeler sağlansın, sonra konu tartışılır –onaylanır demedik- tekrar. Bu ilerlemeler sağlanıncaya kadar da, var olan, halen çalışmakta olan tüm nükleer santrallerin kapatılması, yeni santrallerin yapımının durdurulması zorunlu. Bu işin şakası yok. Madem bilim yeterli değil, yeterli oluncaya kadar beklenecek, sonrasında da, düşünülecek, herkesin görüşü alınarak.
Bu arada elektrik enerjisi sunumundaki açık (fosil enerjiden yararlanabilmenin sınırları olduğu da unutulmayarak) nasıl karşılanacak?
Nükleer santrallere ayrılması düşünülen fonların yenilenebilir enerji kaynaklarına yönlendirilmesiyle: Rüzgar, güneş, dalgalar, akıntılar, su gibi. Bu sonuncu kaynak, yani su da, akılcı kullanılarak, çevreyi mahvetmeyecek bir biçimde değerlendirilerek. Her yeri HES'lerle doldurarak değil, barajlar yapmadan, daha küçük, daha etkin türbinlerle sudan yararlanılarak. Doğayı bitirmeyerek.
Büyükeceliler, Akkuyulular, Mersinliler, Sinoplular, İğneadalılar, okuduklarını duyduklarını anlayanlar; çocuklarını, kendilerini, çevrelerini; geleceklerini düşünerek davranmak, bu cinayete karşı durmak zorunda. Aksi halde, çok kısa bir süre sonra, iş işten geçmiş olacak. Çocuklar kanser hastalığına yakalanmaya başladığında yakınmanın, dualar etmenin yararı kalmayacak.
NOT: ÇED Raporuna göre Akkuyu Nükleer Güç Santrali soğutma suyunu limandan alıp bakir Aksaz mevkine verecektir. Deniz suyunun sıcaklığını 2-3 derece artıracaktır. Deniz suyunun sıcaklığının istenilenden yüksek olduğu zamanlarda ise üst Sınır şartı aranmayacaktır, yani deniz suyunun sıcaklığını 2-3 dereceden daha çok artıracaktır.
Nükleer reaksiyonlar, nükleer santralleri gözü kapalı desteklemeyen nükleer fizikçilere göre, denetim altına alınmaları son derece zor olan süreçler. Bir kere bir nükleer reaksiyon başladı mı, sonunu belirlemek olanaksıza yakın zorlukta. Bilim henüz bu sorunu çözebilmiş değil. Bilimsel araştırmalar devam etsin, tepkimeler sonucu ortaya çıkan bu olağanüstü büyük enerjiyi denetim altına alabilme konusunda kesinlik sunan ilerlemeler sağlansın, sonra konu tartışılır –onaylanır demedik- tekrar. Bu ilerlemeler sağlanıncaya kadar da, var olan, halen çalışmakta olan tüm nükleer santrallerin kapatılması, yeni santrallerin yapımının durdurulması zorunlu. Bu işin şakası yok. Madem bilim yeterli değil, yeterli oluncaya kadar beklenecek, sonrasında da, düşünülecek, herkesin görüşü alınarak.
Bu arada elektrik enerjisi sunumundaki açık (fosil enerjiden yararlanabilmenin sınırları olduğu da unutulmayarak) nasıl karşılanacak?
Nükleer santrallere ayrılması düşünülen fonların yenilenebilir enerji kaynaklarına yönlendirilmesiyle: Rüzgar, güneş, dalgalar, akıntılar, su gibi. Bu sonuncu kaynak, yani su da, akılcı kullanılarak, çevreyi mahvetmeyecek bir biçimde değerlendirilerek. Her yeri HES'lerle doldurarak değil, barajlar yapmadan, daha küçük, daha etkin türbinlerle sudan yararlanılarak. Doğayı bitirmeyerek.
Büyükeceliler, Akkuyulular, Mersinliler, Sinoplular, İğneadalılar, okuduklarını duyduklarını anlayanlar; çocuklarını, kendilerini, çevrelerini; geleceklerini düşünerek davranmak, bu cinayete karşı durmak zorunda. Aksi halde, çok kısa bir süre sonra, iş işten geçmiş olacak. Çocuklar kanser hastalığına yakalanmaya başladığında yakınmanın, dualar etmenin yararı kalmayacak.
NOT: ÇED Raporuna göre Akkuyu Nükleer Güç Santrali soğutma suyunu limandan alıp bakir Aksaz mevkine verecektir. Deniz suyunun sıcaklığını 2-3 derece artıracaktır. Deniz suyunun sıcaklığının istenilenden yüksek olduğu zamanlarda ise üst Sınır şartı aranmayacaktır, yani deniz suyunun sıcaklığını 2-3 dereceden daha çok artıracaktır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder