4 Aralık 2011 Pazar

Yazarlar Şahin Alpay Nükleer enerjiye muhalefet yükseliyor! ZAMAN

Yazarlar Şahin Alpay Nükleer enerjiye muhalefet yükseliyor! ZAMAN

AKKUYU NGS GÜLNAR YANGINI VE BÜYÜKECELİDEKİ ELEKTRİK KESİNTİLERİ

35 Yıldır karabulutlar gibi Büyükecelinin üstüne çöken Nükleer Santral hikayesi daha inşata başlamadan beldenin nüfusunun yarıya düşmesine neden oldu. Yıllardır iş verme vaadleri ile kandırılan yöre halkı daha fazla dayanamadı halkın çoğunluğu çevre ilçelere göç etmek zorunda kaldı bilinçli olarak akkuyu bölgesine hiç bir yatırım yapılmadı. NGS daha faliyete geçmeden köy boşaldı, tarım durdu, hayvancılık bitti. Beldeyi ayakta tutan sadece yaz turizmi yöre halkı nasibini fazlasıyla aldı. Büyükeceliye her gittiğimizde saatlerce elektrik kesintileri olur halkın en büyük sıkıntısı elektrik kesintilerinin sıkca olması diyebiliriz düğünlerde dahi beldeye elektrik verilemediği zamanlar oluyor, hafif rüzgar yada yağışla elektrikler kesiliyor, elektrik kesintisini yaşadığım o anlarda kendi kendime soruyorum 2-3 bin nüfusluk beldenin elektriğini sağlıklı olarak karşılayamayan enerji nakil hatlarının bakımını yapamayan bu zihniyet büyükeceliye 2 km kuş uçumu uzaklıktaki akkuyuda kurulacak olan ngs den üretilecek elektriği  tüketicilere nasıl ulaştıracak. 5-6 yıl önce Gülnar yangını oldu bölgenin en büyük yangınlarından biri idi nitekim yangın Büyükeceliye de tehtit eder olmuştu fakat söndürelemiyordu, denize doğru sürekli esen rüzgar önüne gelen herşeyi yakıp geçti, belde halkının yoğun çalışmaları ile yangın söndürüldü özellikler belediyede çalışan personelin canı pahasına yangını söndürme gayretleri sonuç vermişti bölgede 100 arazör 10 larca iş makineleri uçaklar ve Helikopterler görev aldı, o tarihte NGS faliyette olsaydı Büyüyecelilerin gayreti olmasaydı Gülnar yangını Akkuyudan çıkarak büyük felaketlere yol açabilirdi.

3 Aralık 2011 Cumartesi

Hangi ülkeler nükleer enerjiden vazgeçti?

 Dünya nükleer enerjiden vazgeçiyor


Fukuşima’daki felaketten sonra pek çok ülke nükleer planlarını askıya aldı ya da iptal etti;

- Japonya 14 yeni reaktörün inşaatını iptal etti.

- İsviçre 3 yeni nükleer reaktör planını iptal etti ve 2034 yılına kadar nükleer santrallerini kapatacağını açıkladı.

- Almanya hükümeti 7 santrali kapattı ve 2022 yılına kadar da santrallerin aşamalı olarak devre dışı bırakılması planlanıyor.

- Çin hükümeti nükleer santral planlarını askıya aldı.

- İtalya’da nükleer santral kurulması konusu referanduma taşındı.

- Avrupa’da nükleer santrallere dayanıklılık testi uygulanıyor.

Japon tarımında radyasyon tehdidi

Japon tarımında radyasyon tehdidi

Japonya'da yapılan yeni bir araştırmaya göre, kuzeydoğu Japonya'daki radyoaktif kirlilik, tarım yapılması için güvenli kabul edilen sınırı aşıyor.

Sezyum 137 onlarca yıl doğada kalabilen bir radyoaktif element

Uzmanlar, gıda üretiminin büyük olasılıkla etkileneceğini söylüyor.
Ulusal Bilim Araştırmaları Dergisi'nde yayımlanan çalışmaya göre, Fukuşima Nükleer Santrali'ndeki kazadan sonra radyoaktif izotoplar ülkeye yayıldı.
Tarım arazilerinin kirlenmiş olabileceği kaygısı nedeniyle, uzmanlar Japonya'da üretilen, sebze, meyve ve etin güvenli olup olmadığını araştırdı.
Kazanın ardından tarım ürünleri üzerinde yapılan ilk çalışmada, radyasyonun güvenli kabul edilen seviyenin çok altında olduğu sonucuna varıldı.
Ancak, uluslararası bir araştırma ekibi, radyasyon seviyelerine ikinci kez bakılması gerektiğine karar verdi.
ABD'denin Maryland Eyaleti'ndeki Uzay Araştırmaları Birliği'nden Teppei Yasunari ve çalışma arkadaşları, Japonya'nın 47 bölgesinin 46'sındaki toprakta, sezyum-137 elementini ölçtü.

Sezyum 137 tehlikesi

Uzmanlar daha sonra bu sonuçları, kazadan sonraki hava durumuna dayalı simülasyonlarla birleştirdi.
Sezyum 137, doğada onlarca yıl kalabiliyor.
Bu yüzden, Fukuşima'daki soğutma sistemlerinin çalışmaması nedeniyle yaşanan erime dolayısıyla yayılan diğer radyoaktif maddelerden daha çok kaygı yaratıyor.
Uzmanlar, Fukuşima yakınlarındaki sezyum 137 miktarının, güvenli kabul edilen seviyenin sekiz kat üstünde olduğunu açıkladı.
Komşu bölgelerdeyse, güvenli seviyenin çok az altında olduğu tespit edildi.
Dergide yayımlanan bir başka araştırmada da Fukuşima ve komşu bölgelerindeki sezyum 137 miktarının yüksek olduğu saptandı.

BBC'nin yaptırdığı bir araştırmaya göre kamuoyunun geniş bir kesimi yeni nükleer santraller istemiyor

http://www.bbc.co.uk/turkce/haberler/2011/11/111125_nuclear_poll.shtml

BBC'nin yaptırdığı bir araştırmaya göre kamuoyunun geniş bir kesimi yeni nükleer santraller istemiyor ve nükleer enerjiye güvenmiyor.
23 ülkede düzenlenen ankete göre halkın yalnızca %22'si "nükleer enerjinin nispeten güvenli ve önemli bir kaynak olduğuna, bu nedenle daha fazla nükleer santral yapmak gerektiğine" katılıyor.
Buna karşılık Türklerin %41'i nükleer enerjinin tehlikeli olduğunu, tüm santrallerin en kısa sürede kapatılması gerektiğini düşünüyor.
Yüzde 32'lik bir kesim ise dünyada var olan nükleer santrallerin kullanılmasını ancak yenilerinin yapılmamasını istiyor.
Yani toplamda %73, yeni nükleer santrallere karşı. Diğer ülkeler genelinde ise bu rakam %69.

Yenilenebilir enerji için umut

GlobeScan şirketine yaptırılan araştırmada kamuoyunun yenilenebilir enerji kaynaklarına yaklaşımı da incelendi.
Buna göre pekçok ülkede halk yenilenebilir enerji kaynaklarından umutlu.
Yüzde 71 gibi ciddi bir çoğunluk, ülkelerinin 20 yıla kadar kömür ve nükleer enerjiden vazgeçebileceğine, bunların yerini enerji tasarrufu ve güneşle rüzgar gibi yenilenebilir enerji kaynaklarıyla doldurabileceğine inanıyor.
Türkler bu konuda biraz daha az iyimser: Enerji tasarrufu ve yenilenebilir enerjinin yeterli olacağına yüzde 65'lik bir kesim inanıyor.
Araştırma Temmuz-Eylül ayları arasında, Japonya'daki Fukuşima-2 nükleer santralinin deprem ve tsunamide zarar görmesinden birkaç ay sonra yapıldı.
Mart ayındaki depremden sonra bazı çevreciler Fukuşima santralinin bu büyük felakete rağmen ciddi bir hasar görmediğini, yeni bir Çernobil yaşanmadığını söyleyerek nükleer enerjiye daha fazla destek vermeye başlamıştı.
Başka bir grup ise yaşananların tehlikeleri yeterince ortaya koyduğunu, üstelik rüzgarla dağılan radyoaktivitenin etkisinin uzun erimde görüleceğini söyleyerek bu görüşe karşı çıkmıştı.

Santral sahibi ülkelerde durum

GlobeScan 2005 yılında da nükleer reaktörleri olan sekiz ülkede benzer bir araştırma yaptı.
Bunlardan çoğunda nükleer santrallere muhalefet artmış görünüyor.
Örneğin Almanya'da nükleer enerjiye muhalefet altı yıl önce %73 oranında iken, şimdi %90. Zaten Alman hükümeti de geçtiğimiz aylarda nükleer programını kapatmaya karar vermişti.
Nükleer santral karşıtlığı Fransa'da %66'dan %83'e, Rusya'da da %61'den %83'e yükselmiş durumda.
Buna karşılık nükleer santralin zarar gördüğü Japonya'da santrallere muhalefet nispeten az artmış: %76'dan %84'e yükselmiş.
Var olan santralleri hemen kapatmaya en istekli ülkeler Almanya ve İspanya olurken, santrali olmayıp da isteyen ülkelerin başını Nijerya (%41), Gana (%33) ve Mısır (%31) çekiyor.
2005-2011 döneminde nükleer enerjiyi tehlikeli görenlerin oranının artmadığı, aksine azaldığı iki ülke var: İngiltere ve ABD.
"Santralleri hemen kapatalım" diyenlerin oranı İngiltere'de %23'ten %15'e düşmüş; ABD'de ise %20'den %14'e.
Buna karşılık her iki ülkede de "yenilerini yapmadan eskileri kullanalım" diyenlerin oranı artmış.
Başka şirketler tarafından yapılan araştırmalar da İngiltere ve ABD'de nükleer enerjiye desteğin daha fazla olduğunu gösteriyor.