5 Ağustos 2013 Pazartesi

HALK AKKUYU NÜKLEER SANTRALİNİ PROTESTO ETTİ...

Mersin'in Gülnar ilçesine bağlı Büyükeceli beldesinde yapılması planlanan Akkuyu nükleer santralini protesto eden nükleer karşıtları, Antalya yolunu trafiğe kapattı.
CHP Mersin milletvekilleri Ali Rıza Öztürk, Aytuğ Atıcı, Vahap Seçer'in de bulunduğu nükleer karşıtları, Büyükeceli Belediye binası önünde toplanıp Antalya yolundan nükleer santral yoluna kadar açtıkları pankartlar ve attıkları sloganlarla yürüdü. Jandarma ve polislerin geniş güvenlik önlemi aldığı eylemde grup, Antalya yolunu yaklaşık bir saat trafiğe kapatarak basın açıklaması yaptı. Grup, açıklamanın ardından olaysız bir şekilde dağılırken, bazı göstericiler ise nükleer santral tabelasını boyadı.
Mersin Nükleer Karşıtı Platform Dönem sözcüsü Sabahat Arslan yaptığı basın açıklamasında, Hiroşima ve Nagazaki'ye atılan atom bombalarının yıldönümü nedeniyle, ölen insanları saygıyla anmak için toplandıklarını kaydetti. Nükleer santrallerin kurulum amacının nükleer silah hammaddesinin üretilmek olduğunu ve Rusya'nın tamamen sahip olacağını ifade eden Arslan, "Nagazaki, Hiroşima ve Çernobil'de ve en son Fukuşima'da yüz binlerce insanı öldüren, yüz binlerce kilomektrekarelik toprağı kirleten, doğayı yok eden ölüm makineleri olan nükleer santraller, şimdi de ülkemizde insanlara ve doğaya zarar vermek için kurulmak isteniyor" dedi.
Akkuyu nükleer santralin enerjide Rusya'ya bağımlılığımızı daha çok arttıracağını iddia eden Arslan, "Ülkemizi nükleer çöplük haline dönüştüreceğini, yöre halkına iş, AŞ sağlamayacağını, bölgemizde ekolojik dengeyi bozacağını, kurulum amacının Rusya'ya rant kazandırmak olduğunu biliyoruz. Bunun için hükümeti, ülkemizde planlanan tüm nükleer santral projelerinden vazgeçmeye çağırıyoruz" diye konuştu.

31 Temmuz 2013 Çarşamba

Nükleer Santralin atıklarını TBMM nin bahçesine gömebilirsiniz...

Mersin Akkuyu'da yapılacak nükleer santralle ilgili hazırlanan raporda bir skandal ortaya çıktı.

Akkuyu santrali için hazırlanan ÇED raporu iade edildi. 3 bin sayfalık raporda atıklarla ilgili bilgi yok. Mersin Akkuyu'da yapılacak nükleer santralin Rusya Federasyonu Devlet Atom Enerjisi KuruluşuROSATOM’un Türkiye'de kurduğu  Akkuyu NGS şirketi üzerinden yapılması planlanıyor.

Tartışmalı santral ile ilgili ÇED (Çevresel Etki Değerlendirmesi) aşamasına gelindi. Akkuyu NGS hazırladığı ÇED raporunu bakanlığa sundu. Ancak incelenen 3 bin sayfalık raporda nükleer santrallarla ilgili dünyada en çok tartışılan ve hâlâ bir çaresi bulunmayan atıkların bertarafı konusunda hiçbir bilgi ve planlama olmadığı ortaya çıktı. Yani santrali yapacaklar ancak çıkan atıkların ne olacağı kimsenin umurunda değil. Atıkların ne yapılacağı, nerede depolanacağı ve nasıl imha edileceği sorularına dair cevaplar ne yazık ki 3 bin sayfalık raporda yer bulamamış!

Nükleer santralın yapımıyla ilgili şartnameye göre yüksek radyoaktivite içeren tehlikeli atıklar Rusya’ya gönderilecek, atıklar Akkuyu’da geçici olarak depolanacak ve herhangi bir bertaraf tesisi olmayacak. İade edilen ÇED raporunda ise “Tehlikeli atıklar için 10 yıl boyunca geçici depolanacağı bir alan yapılacak. Anlaşmaya göre, Rusya isterse atıkları kendi ülkesinde götürüp yeniden işleyebilecek. Santral ömrünü tamamladığında sorumlu şirket santralın sökümünü yapacak” deniliyor.

BAKANLIK 3 AY SÜRE VERDİ

Tespit edilen eksikliklerden sonra Çevre ve Şehircilik Bakanlığı raporu inceleme komisyonuna sunmadan şirkete iade etti. Rapordaki eksikliklerin giderilmesi için de şirkete3 ay süre verildi.

16 Temmuz 2013 Salı

ÖNCE MERSİNLİLER ÖLECEK

Mesele çok ciddi. Mersin’le ilgili. Biraz sabır, anlatacağım. Önce Sofya’ya bir uğrayalım. Geçen hafta Bulgaristan’da bir referandum yapıldı. Bizi çok ilgilendirdiği halde haberimiz olmadı. Referanduma katılan Bulgar vatandaşlarının oranı % 20’de kaldı. Kimse evinden çıkmadı. Bu yüzden referandum sonuçsuz kaldı. Nükleer lobi kazanamadı.

Bulgaristan’da 4 nükleer santral var. İki tanesi AB’ye girmeden önce inceleniyor. Korkunç riskler taşıdıkları fark ediliyor. Kapanıyor. Varna yakınındaki bir felaket İstanbul’a kanser bulutlarıyla yağardı.

Rus devlet lobisi

Rusya’nın nükleer enerji devlet şirketi ROSATOM, Bulgaristan’da yeni bir nükleer santral yapmak için uğraşıyor. Maliyeti ‘4 milyar euro’ olarak belirlemişlerdi. “Az paraya çok elektrik üretilecek”, böylece Bulgaristan ‘kalkınacaktı’.

ROSATOM’u HSBC rezil etti. Halka yalan söylediklerini ve reaktörün gerçek maliyetinin 10 milyar euronun üzerinde olacağını kanıtladılar. Üstelik ROSATOM’un tarihi birçok kaza barındırıyordu. Çernobil felaketini dünyaya yaşatan Rusya’nın güvenlik standartlarına kimse güvenmiyordu. Finansörler projeden 2009’da çekildi, hükümet konuyu kapattı.

Ama nükleer lobi devam kararı aldı. ROSATOM muhasebe hileleri nedeniyle uluslararası piyasalardan artık para alamıyor. Bu nedenle Bulgaristan gibi ülkelere “Parayı biz koyalım, siz de elektrik almak için söz verin” diyor. Böylece finansman sorunu çözülüyor. Geçen haftaki referandumla konu yeniden kapandı.

Niye bastırıyorlar?

Şirketin yaşaması lazım. Çünkü Rusya’da 200.000 kişi nükleer güç sektöründe çalışıyor. Rusya doğalgazı elektrik üretmek yerine satmak için kullanmak istiyor. Bu nedenle nükleer kapasitesini 31 santraldan 59’a çıkarmaya karar veriyor. Operasyon maliyetini düşürmek için çevresindeki ülkeleri de nükleer batağına çekmeye çalışıyor.

Bulgaristan, Beyaz Rusya, Vietnam, Türkiye bu nedenle önemli. Parayı başka yerden bulamayacakları için de devlet kredisi kullanıyorlar. O parayı çıkarmak için reaktörlere yüklenip alım garantisiyle finansmanı sağlıyorlar. Şirket yönetiminde şeffaflık sıfır. Her şey rüşvetle dönüyor. Baronların cepleri para dolsun diye dönmedik dolap kalmıyor. Ve bu süreç Akkuyu’ya kadar geliyor.

Aynı ROSATOM, AK Parti hükümetinin imzaladığı bir anlaşmayla Mersin Akkuyu’da da bir nükleer santral yapacak. Dışarıdan kredi bulunamıyor. Hiçbir şirket nükleerle adını kirletmek istemiyor, kimse ROSATOM’a güvenmiyor. Bu nedenle parayı Rusya devleti verecek. Böylece Türkiye’deki olası bir karşı kampanyayı da zayıflatmış olacaklar.

Bu santralın maliyeti şimdilik 50 milyar TL civarında. Daha önceki örneklerden biliyoruz, bunun çok daha üstünde bir rakama çıkacak. Bu santralın yapımı engellenmezse biz de ödeyeceğiz. Aldığımız elektrikle...

2023 kâbusu

Enerji Bakanı Taner Yıldız’a göre Türkiye’de 2023’e kadar 23 nükleer santral olacak. ROSATOM iyi çalışacak demektir. Avrupa nükleer enerjiyi kullanmayı durdururken biz dünyanın en güvenilmez devletinin en güvenilmez şirketine Mersin’i teslim edeceğiz.
Japonlar dahi kazaları engelleyemezken biz Rusların teknolojisine güveneceğiz. Bir kaza olursa (ki bence olacak) ne olacak? Başlık gerçek, söylemek bile istemiyorum. Bu yüzden Akkuyu’da ya da başka yerde nükleer santral istemiyorum. Mersinliler için, çocuklarım için...

                                                                                                    Koray ÇALIŞKAN     Radikal

8 Eylül 2012 Cumartesi

AKKUYU RAPORU

Akkuyu raporunu devlet bile eleştirdi


Mehveş Evin 

Çevreciler, muhalifler ve sivil toplum, nükleere karşı oldukları için “istemezükçü” olarak yaftalanır... Ancak neden karşı oldukları atlanır! Sıkı durun: Akkuyu nükleer santrali için Rosatom’un hazırlattığı  ÇED başvuru dosyası o kadar eksik, yanlış ve gayrı ciddi ki, devletin kurumları bile önemli uyarılarda bulunmuş.
Hatırlatma yapalım: Prosedür gereği Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, ÇED (Çevre Etki Değerlendirme) raporuna dair ilgili kurum ve uzmanların görüşlerine başvuruyor. Masamda duran yaklaşık 200 sayfalık dosyada tüm bu yazışmalar yer alıyor.
Bazı kurumlar, mesela Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı, “ilave edilecek bir görüşümüz yok” şeklinde görüş belirtmiş. Yahut Kültür ve Turizm Bakanlığı, bölgenin herhangi bir turizm merkezi sınırının içinde kalmadığını beyan etmiş...
Ancak haricindeki pek çok kurum, rapordaki eksikliklere, yanlışlara dikkat çekmiş. Buna Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’na bağlı Nükleer Enerji Proje Uygulama Dairesi Başkanlığı ve TAEK  (Türkiye Atom Enerjisi Kurumu) dahil!

TAEK’ten kritik sorular
Her şeyden evvel Akkuyu raporu, en önemli sorulara cevap vermiyor. Mesela, bölge halkı ne kadar radyasyona maruz kalacak? Radyasyon ölçümleri nasıl yapılacak? İnanabiliyor musunuz, hiçbiri belli değil! TAEK, raporda bulunmayan fakat yanıtlanması elzem soruları tam altı sayfada sıralamış. Yanıt bekleyen sorular, kısaca şöyle: 
-  Radyasyondan korunma ve nükleer güvenlik nasıl sağlanacak?
-  Nükleer santral için bir acil durum planı var mı?
-  Radyolojik izleme planı var mı? Ölçüm nasıl yapılacak?
-  Tesisin radyoaktif yakıt yönetimi nasıl olacak? Atıklar nasıl (ve nereye) taşınacak, nasıl depolanacak ve en önemlisi, nasıl bertaraf edilecek?
-  Bölge halkı radyasyona ne şekilde maruz kalacak?
-  Bu tesiste kaza olmaması için ne gibi önlemler alındı?
-  Akkuyu’daki “en büyük” kazada ortaya çıkan senaryo nedir?
-  Tesis işletmeden nasıl çıkarılacak? (Not: Bir nükleer santralin ömrü 40 yıldır. Kurulması kadar kapatılması da ciddi bir iştir.)
-  Projenin alternatifleri ne?

Deprem analizi eski
Aslında sadece bu işin 1 numaralı otoritesi olan TAEK’in yukarıdaki maddelerine bakarak, Akkuyu için hazırlanan raporun ne kadar hayati sorulara yanıt vermediğini anlayabilirsiniz... Keşke bununla kalsa!
Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü, dosyada sunulan bilgilerin jeoloji, hidrojeoloji, ve doğal afet durumları açısından, özellikle tektonik ve tsunami başlıklarında “yetersiz” bulmuş... ODTÜ Jeoloji Mühendisliği’nden Prof. Erdin Bozkurt, dosyada sunulan tüm “depremsellik” bilgilerinin 1990 öncesi raporlara dayandığını belirtiyor. Bu nedenle güncel bir jeolojik çalışma ve fay haritasının çıkarılıp dosyaya eklenmesi gerektiğine işaret etmiş.
Rosatom’un Worley Parsons Nuclear Services ve Dokay Çevre Mühendisliği şirketine hazırlattığı Akkuyu raporu, tam anlamıyla içler acısı. Çevre ve atık yönetimiyle ilgili uzman görüşlerine giremedim, o da yarına...

BU SORULARA YANIT VERİN!
Devletin başvurduğu kurum ve uzmanlarının, Akkuyu ÇED dosyasında yanıt bulamadıkları sorular:
-  Doğal afet planı nedir?
-  Planlanan VVER tipi reaktörler dünyada kullanılıyor mu?
-  Jeolojik etüt raporu neden dosyada yok?
-  Santralin denetlenmesi için gereken, ancak Türkiye’de bulunmayan eğitimli kamu personeli açığı  ne olacak?
-  Santralin işletmesi için gerekli (özel) yakıtın üretimi Rusya’da mı yapılacak?
-  Türkiye’de uranyum zenginleştirme tesisi kurulacak mı?
-  Reaktör, bir saldırı karşısında nasıl korunacak?
-  Nükleer santralin civarında yaşayan halkın sağlık araştırması (kanser vakası gibi) raporda neden yok?

                                                                                                            Mehveş EVİN
                                                                                                            Milliyet Yazarı

5 Ağustos 2012 Pazar

NÜKLEER SANTRAL KARŞITLARI AKKUYUDA EYLEM YAPTI

Büyükeceli Belediyesi önünde toplanan Nükleer karşıtı aktivistler belediye önünden Akkuyu Nükleer santral sahasının kapısına kadar sloganlar atarak yürüdüler. Eyleme son dönemlerin en yoğun katılımı gerçekleşti. Kapı önünde grup sözcüleri, eyleme katılan milletvekilleri ve yöre halkından vatandaşlar Nükleer santralin yapılmasına karşı tepkilerini dile getirdiler, Emeği geçenlere başta Mersin NKP olmak üzere STK' lara, Sendikalara ve Desteğini esirgemeyen her zaman yanımızda olan Millet Vekillerimize, Belediye Başkanlarımıza ve desteğini esirgemeyen siyasi partilere Büyükeceli Nükleer Karşıtları olarak sonsuz teşekkürlerimizi sunuyoruz.                                         










                                                                                                                                      5 Mayıs 2012

14 Temmuz 2012 Cumartesi

AKKUYU SAHASININ ZEMİNİ NÜKLEER GÜÇ SANTRALİNİN YAPIMINA UYGUNMU?

AKKUYU’DA NÜKLEER SANTRAL MALİYETLERİ NİÇİN ARTTI? ZEMİN ÇOK MU ÇÜRÜK?

Antalya Nükleer Karşıtı Platform olarak, Akkuyu’da Mersin NKP tarafından 7 Temmuz-30 Ağustos tarihleri arasında düzenlenen Çadırkamp etkinliğine bu yıl da katılarak yine NÜKLEERE HAYIR Diyoruz.
Hükümetin ısrarla ve inatla sürdürdüğü nükleer santral istemi ülkemizi adeta bir maceraya sürükleyecektir ve AKKUYU’DA NÜKLEER SANTRAL OLAMAZ!!! Demiştik Ne yazık ki son gelişmeler ve gelen kötü kokular bunu açıkça ortaya koymaya başlamıştır.
Uzun yıllardır anlatmaya çalıştığımız nükleer santrallerin hem pahalı, hem de tehlikeli olduğu gerçeğini doğrulayacak duyumlar gelmeye başlamıştır.
Rusya’nın Ankara Büyükelçisi Vladimir İvanovski "Mersin Akkuyu’da inşa edilecek nükleer santralin 20 milyar dolar olarak belirlenen maliyetinin 25 milyar dolara çıkabilecek" sözleri son derece dikkat çekicidir. Bu sözleri Akkuyu NGS A.Ş Genel Müdürü Aleksandr Superfin, düzeltmeye çalışsa da konu net olarak anlaşılmıştır.
Acaba maliyetler neden artmıştır???????
Edindiğimiz bilgilere göreı maliyetlerin jeolojik yapının çürük olmasından da kaynaklanmış olabileceği konusunda tahminler gelmektedir.
Akkkuyu’ya yapılacak 4 reaktörün ayaklarının kurulacağın yerler için, geçen yıl mart ayında başlayan sondaj çalışmalarında, zeminin çok çürük olduğuna dair duyumlarımız gittikçe güçlenmekte ve buna benzer bilgiler hızla artmaktadır. Deniz seviyesinden 120 metreye kadar inen sondaj çalışmalarında 76 ila 120 milimetrelik çaplarda sondajlar yapıldığı duyumları vardır.
Yapılan sondajlarda, zemin sağlam olmadığı için, güçlendirme çalışmaları denen injeksiyon işlemi(çimento doldurma işlemi) yapıldığı bilgileri gelmektedir.
Buradan da anlaşılacağı üzere, hem sağlam olmayan zemine nükleer santral yapılacak, hem de sağlam olmayan zemine yapılacak santralde maliyetler hızla artacak, hem de ülkemizi çok büyük tehlikelere atacaklardır.
Enerji Bakanının TBMM yaptığı iki ayrı konuşmada “burayı sadece enerji için yapmıyoruz” açıklaması Türkiye’nin uranyum zenginleştirme mi yapacak sorusunu da akla getirmekte ve ülkemizi içine atacakları tehlikenin daha da büyük olduğu iyice ortaya çıkmaktadır.
Bizleri içine atacakları tehlikenin boyutunu ne yazık ki Fukişima ve Çernobil’de çok yakından ibretle izledik.
Daha ilk yıl içinde % 20 zam gören bir nükleer santralin üreteceği elektriğin de ne kadar pahalı olacağı ortadadır. Ayrıca bu maliyetlerin içerisinde toplumsal ve doğal değerlerin maliyetleri de dahil değildir.
Durumdan anlaşılacağı üzere Türkiye’nin çarçur edecek doğası olmadığı gibi çarçur edecek parası da yoktur.
Enerji gereksinimini karşılamak üzere alternatif enerjilere yatırımım yapılması ve Antalya’ya kuş uçumu 300 km.lik mesafede tarım sektörümüzü ve turizm sektörünü zarar göreceği zararları engellemek mümkündür.
Nükleer santralin yapılması durumunda günde 20 milyar metreküp radyasyon bulaşmış kaynar suyun Akdeniz’e döküleceğini hesap edersek, denizin dalga hareketiyle tüm radyasyonu Antalya kıyılarına getirmesi kaçınılmazı olacak, Antalya kıyılarındaki turizm sektörü iflas edecektir.
Bizler tüm bu nedenlerden dolay Mersin ve Antalya’nın nükleere karşı birlikte mücadele vermesinin önemine inanarak AKKUYU ÇADIRKAMPTA BİRARADAYIZ VE SANTRALİN KURULMASINA ASLA İZİN VERMEYECEĞİZ!!!

ANTALYA NÜKLEER KARŞITI PLATFORM
Adına Sözcü Hediye Gündüz

14 Mayıs 2012 Pazartesi

KALE:RUSLARLA ANLAŞMA YOK

Gülnar ilçesine bağlı Büyükeceli Beldesi Belediye Başkanı Mehmet Kale, beldelerine nükleer santral yapacak olan NGS A.Ş yetkililerinin düzenlediği toplantıdan sonra Ruslarla anlaştığı yönündeki iddiaları yalanlayarak dün olduğu gibi bugün de Akkuyu’da Nükleer Güç Santrali yapılmasına karşı çıktığını söyledi.
Büyükeceli Beldesi Belediye Başkanı Mehmet Kale, gazetemize yaptığı açıklamada; nükleer santralin yapımını üstlenen firmanın belediyelerine kepçe aldığı yönündeki iddiaları ve parti değiştirdiğine ilişkin çıkan bazı haberleri sert bir dille yalanladı.
“RUSLARIN TEK KURUŞU NE CEBİMİZE NE DE BELEDİYEMİZE GİRDİ”
Ruslarla yapılan toplantının ardından NGS A.Ş. tarafından belediyeye kepçe alındığı yönündeki iddiaları yalanlayan Kale, “NGS A.Ş yetkililerinin düzenlediği toplantıdan sonra şirketin belediyeye kepçe aldığı yönündeki iddialar tamamen asılsız. Bizim belediyemize Rusların herhangi bir katkısı yoktur olamaz da. Rusların tek kuruşu ne cebimize ne de belediyemize girmiş değil. Biz satılık mıyız ki Ruslar bizi ikna etme karşılığında belediyeye kepçe alsın. Bizi satın alacak para daha icat edilmedi” dedi. Başından beri hem kendisi hem de partisi hakkında yalan yanlış şeyler yazıldığını ileri süren Kale, “MHP’den ayrılıp AK Parti’ye geçeceğim yönünde haberler çıktı. Bunların hiçbir doğru değil. Partimi ve beni yıpratmak için bu tür haberler çıkıyor. Ben MHP’liyim ve partimin neferiyim. Herkes şunu bilsin ki ben siyaseti bırakırım ama yine de MHP’yi bırakmam” diye konuştu.
“NÜKLEERE DEĞİL AMA YERİNE KARŞIYIM”
Sürecin başından beri Akkuyu Nükleer Güç Santraline karşı olduğunu ve senelerce bunu dile getirdiğini belirten Kale, “Babasının ve atalarının mezarının bulunduğu bir yerde hangi insan nükleer gibi bir felaketi ister” dedi. NGS A.Ş yetkililerinin düzenlediği toplantıda da beldelerinde nükleer santral yapımına karşı olduklarını kendilerine de söylediğini vurgulayan Kale, “Devletimizin büyükleri buraya nükleer santralin yapılmasına karar vermişler ve sonuçta belde halkının isteklerine kulak tıkamış bir hükümet var. Bu nedenle sonuçta bu nükleer buraya kurulacak ama biz son ana kadar bunu engellemek için elimizden geleni yapacağız” diye konuştu. Nükleer teknolojiye karşı olmadığının altını çizen Kale, tek karşı çıktığı konunun nükleer santralin bölgelerine yapılıyor olması olduğunu vurguladı. Büyükeceli’de hiçbir şekilde nükleer santral istemediklerini ifade eden Kale, açıklamasını şöyle sürdürdü: “Nükleer santral için yapılacak yatırım yerine turizm için yatırım yapılmasını istiyoruz. Buraya turizm yapılması gerekirken Nükleer Santral yapılmasına Büyükeceli halkı olarak, Büyükeceli Belediye Başkanı ve Meclis Üyeleri olarak hep karşıyız. Nükleer santral yerine buraların turizme açılmasını istiyoruz. Burası Ülkemizin en güzel 6 koyunu kapsamaktadır Burada 6 Koya turizm yapıldığı zaman buraya nükleer santralden daha fazla bir milli gelir aktarılacağından eminim.Burayı bana verirlerse ben buraya turizmden devlete daha büyük bir katkı sağlarım.”
Başkan Kale son olarak bugün Akkuyu NGS Elektrik Üretim A.Ş. tarafından yapılması planlanan Akkuyu Nükleer Güç Santralı Projesine ilişkin ÇED sürecine halkın katılması toplantısının sağlıklı geçmesi için halka ve nükleer karşıtlarına sağduyu çağrısında bulundu.